
Yaşar Seyman
Gülizar Biçer Karaca
“Cumhuriyet nedir?’ diye soruyorlar. Cumhuriyet, ayağında naylon ayakkabı ile okula gidip pamuk işçiliği yapan bir Anadolu çocuğuna, avukat ve milletvekili olacağım deme cesaretini veren rejimin adıdır.”
Bu sözleri söyleyen Gülizar Biçer Karaca’dır.
Gülizar adı buram buram Anadolu kokan Türkçe ve Farsça bileşimi bir sözcüktür. Aşık Veysel’in de hem anasının hem yârinin adıdır Gülizar.
Gülizar bizim gül yüzlümüzdür.
Cumhuriyet’in 100. yılında Türkiye Büyük Millet Meclisi’nin tek kadın başkanvekili seçildiği gün yüzümüzü güldürmüştü.
Gülizar Biçer Karaca; TBMM Başkanvekili olarak görevini sürdürmektedir. Kendisi, Cumhuriyet Halk Partisi üyesi ve uzun yıllardır aktif siyasetin içinde yer alan biridir.
Uzun süre insan hakları, çevre ve kadın hakları konularında yoğun çalışmalarıyla tanınır. Hukukçu kimliğiyle de bilinen Karaca, daha önce CHP İnsan Haklarından Sorumlu Genel Başkan Yardımcılığı görevini yürütmüş ve birçok yasama döneminde Denizli milletvekili olarak TBMM’de yer almıştır.
GÜLİZAR BİÇER KARACA’YA HAKSIZ ÖFKE
TBMM Başkanvekili Gülizar Biçer Karaca, 16 Nisan 2025 tarihinde Türkiye Büyük Millet Meclisi Genel Kurulu’nda, cezaevinde bulunan Türkiye İşçi Partisi (TİP) Hatay Milletvekili Can Atalay hakkında Anayasa Mahkemesi’nin (AYM) verdiği “milletvekilliğinin düşürülmesinin yok hükmünde olduğu” yönündeki hak ihlali kararını okuttu.
Bu eylem, özellikle iktidar partisi AKP ve TBMM Meclis Başkanı Numan Kurtulmuş tarafından Anayasa’ya, Meclis İçtüzüğü’ne ve teamüllere aykırı bir davranış olarak değerlendirilmiş ve sert tepkilere yol açmıştır.
AKP Grup Başkanvekili Leyla Şahin Usta, Karaca’nın “görevini kötüye kullandığını, korsan eylem yaptığını ve tarafsızlığını yitirdiğini” belirterek, Meclis Başkanvekilliği görevinden alınmasını istemiştir.
Ayrıca, AYM kararının okunmasının ardından, TBMM’nin internet sitesinde yayımlanan oturum tutanaklarından bu bölümün kaldırıldığı, ancak gelen tepkiler üzerine yaklaşık altı saat sonra tekrar eklendiği bildirilmiştir.
Bu olay, yargı kararlarının Meclis’te nasıl ele alınması gerektiği ve yasama-yürütme-yargı arasındaki güç dengesi konularında kamuoyunda geniş tartışmalara neden olmuştur.
Gülizar Biçer Karaca, Cumhuriyet’in 100. yılında bu göreve seçildi. 2000-2002 yılları arasında Denizli Barosu Genel Sekreterliği, sığınma evleri, aile içi şiddetin önlenmesi, medeni kanun ve kadın hakları konularında çalışmalar gerçekleştirdi.
Kadın Sığınma Evi Projesi’nde yer aldı. Denizli Kadın Platformu kurucusu, 26 STK, oda ve siyasi partiden oluşan Denizli Demokrasi Platformu kurucusudur. 2005 yılından başlayarak on yıl Atatürkçü Düşünce Derneği Denizli Şubesi Başkanlığı yapmıştır.
TBMM 27. Dönem Denizli Milletvekili ve CHP İnsan Haklarından Sorumlu Genel Başkan Yardımcısı olarak Hatay Milletvekili Can Atalay’a karşı ‘hak, hukuk, adalet’ konusunda dayanışma göstermesinden daha doğal ne olabilir.
Bu arada Şah Hatayi’nin deyişi söyleniyor, ben yazımı yazıyorum:
“Ezel bahar olmayınca
Kırmızı gül bitmez imiş
Kırmızı gül bitmeyince
Dertli bülbül ötmez imiş”
“Korsan eylem” diyenler ülkeyi yönetirken; “Adalet mülkün temelidir.” sözünü unuturlarsa, okuryazar olmayan Akkız’ın ve ilkokul üçüncü sınıftan terk tanker şoförü Mehmet’in evladı Gülizar, ömrünü adadığı bu kadar toplumsal mücadeleyi boşuna mı verdi?
Korsan eylemlerden korkuyorsanız, adaletli olun ve Türkiye Büyük Millet Meclisi’ne yaraşır düzenlemeler yapın.
Siz yapmazsanız varlığını borçlu olduğu bir Cumhuriyet kadını oturduğu koltuğun gereğini elbette yapar.
Gülizar Biçer Karaca öyle zorlu bir yaşam mücadelesinden geliyor ki, yaşam öyküsünü okuyan herkes onun başarı öyküsünü kutlamakla yetinmeyip ona saygı duyuyor. Benim gönül meclisimdeki kadınlardan bir kadın Gülizar Biçer Karaca.
Gülizar Biçer Karaca gibi kutup yıldızlarına ne çok gereksinimimiz var.