Hükümet Düşüren Pirinç !

Aslında olaylar geçtiğimiz yıl başladı; Japonya’da pirinç hasadı aşırı sıcakların etkisiyle beklendiği gibi olmadı. Pirinç fiyatları neredeyse iki katına çıkınca, halk arasında büyük bir öfke dalgasına neden oldu. Japonya’da pirincin günlük beslenmede ne kadar önemli bir yeri olduğu hepimizin malumu, mutfak giderlerinde baş kalemlerden biri. Hal böyle olunca, aşırı fiyat artışı herkesi çok etkiledi. Ama asıl kavganın kopması, fiyatların yükselmesinden olmadı. Çünkü o sırada hükümet fiyatları aşağı çekmek için acil durum önlemlerini devreye sokarak açık artırmalı ihale yöntemleriyle üreticiden doğrudan tüketiciye bir köprü oluşturuyor, elindeki 200 bin ton civarındaki yedek akçe pirinci sahaya sürüyor, böylelikle raftaki pirincin fiyatını makul bir noktaya çekmek için uğraş veriyordu. İşte tam bu olaylar yaşanırken, tarım bakanı Taku Etō, “Bana pirinci hediye ettikleri için hiç satın almıyorum” gibi olmayacak bir laf edince, Japon milleti adeta ayaklandı ve kırmızı kartı gösterdi! Etō, bu gafının üzerine istifa etmek zorunda kaldı ve “insanların pahalılık nedeniyle pirinç alamadığı bir zamanda bu sözler uygun olmadı” mealinde sözlerle özür dileyerek kabineden ayrıldı.

Tabii tarım bakanı gidince işler birden sihirli değnek değmiş gibi düzelmedi. Alınan tedbirlerle fiyatlarda bir miktar normalleşme olsa da, halkı tatmin edecek seviyelere gerilemedi. Ayrıca bu sefer çiftçiler de şikayet etmeye başladılar çünkü ürünün fiyatının düşmesiyle emeklerinin karşılığının hiç alınamadığını söylüyorlardı.

PİRİNCİ HER YERE EKEMİYORSUNUZ

Japonya’nın pirinçle ilgili oldukça özel bir tarım politikası var, yeri gelmişken biraz bahsedelim; pirinci canınızın istediği kadar, ne kadar toprağınız varsa her yere ekemiyorsunuz. 1970’lerde “gentan seido” diye adlandırdıkları bir kanunla çeltik ekim alanlarında azaltmaya gidildi. Bunun nedeni ise, 20. yüzyılın ortalarından itibaren beslenme sisteminde pirinç yine ana ürün olsa da, Batılı ürünlerin, malzemelerin ve beslenme stillerinin de Japon hanelerine girmesiyle birlikte pirinç tüketiminde bir azalma yaşanmasıydı. Üretilen pirincin tümü tüketilmeyince fiyat düşüyor, bundan hem üretici çiftçiler ve köylüler olumsuz etkileniyor hem de adeta milli kimlik saydıkları pirince verilen kıymet azalıyordu. Diğer yandan hükümetin stokladığı acil durum pirinçleri de kullanılmıyor, bir maliyet kalemi olarak bütçeye yük olduğu gibi, büyük bir israf yıldan yıla devam ediyordu.

İşte tüm bu sosyolojik, ekonomik ve çevresel bağlamları dikkate alarak, çeltik ekimine sınırlama getirildi. Ürün çeşitlemesi ile soya, mısır gibi ekimlere izin verildi ve ülkenin gıda güvenliği açısından da bu kararın daha sağlıklı olacağı öngörüldü. Böylece küçük üreticilerin ürettiği pirinç iyi bir fiyattan satılmaya, halk ihtiyacı olan pirinci olması gereken fiyattan alabilmeye devam etti ve pirincin itibarının yerlere düşürülmediği dengeli bir politika ile bugünlere kadar gelindi. (2018’de resmi olarak çeltik sınırlaması kaldırılmış ama sübvansiyonlar vb. gibi nedenlerle, pratikte aynı şekilde devam etmiş.)

Ama… İşte kendi ülkenizin sınırları içinde ne kadar iyi bir sistem kursanız da, globalleşme gelip kapıyı çalıyor… İklim krizi, değişen beslenme alışkanlıkları, büyüyen pazarlar, sizin ürününüze olan talep dengelerini değiştiriyor. Şimdi 2024’te pirinç fiyatları alıp başını gitmişken “gentan” sistemini yerden yere vuranlar çoğaldı. “Zamanında pirincin üretimini kısıtladınız ama bu iş sadece iç piyasa işi değil, bol bol üretebilseydik de dünyaya satardık, kıtlık zamanında iç piyasanın ihtiyacını da karşılayabilmiş olurduk ve fiyatlar alıp başını gitmezdi” görüşü gittikçe daha çok dillendiriliyor.

pirinc-1.png

PİRİNÇ KRİZİNİ YÖNETMEK

Peki bu işin sonu nereye varır? İstifa eden bir tarım bakanıyla kalsa iyi, “hükümeti götürür bu pirinç krizi” diyenler var. Geçtiğimiz hafta Japonya’da üst meclis seçimleri vardı; hükmet pirinç krizini yönetmek için birçok çözüm önerisi yayınlandı. 2027 mahsul yılından itibaren çeltik üretimini artırma yoluna gidileceği, üretimi artırırken yurtdışına 2030’a kadar 350 bin ton ihracat planlandığı, böylece iç piyasada arz fazlası oluşursa bir dengeleme mekanizmasının devreye gireceği söylendi ama belli ki kâr etmedi. Zira mevcut hükümet üst meclis seçiminde pirinç fiyatlarındaki dalgalanmanın bedelini ödedi! İşte tek bir ürünün bir ülkenin milli politikasında nasıl bir rolü olabileceğinin ve politikaların günün gereklerine göre nasıl evrildiğinin son derece ilginç ve üzerinde çalışıp ders almaya değer bir örneği.

1970’lerde beslenme sistemindeki değişikliklerin tespiti, çiftçiyi de koruyan pirinçte üretimi kısma kararı, ardından 50 yıl devam eden “gentan” sistemi, iklim kriziyle pirinç tarımında yaşanan yeni gelişmeler, yükselen fiyatlar ve gelinen noktada yeniden üretimi artıran, ihracatı destekleyen bir politika değişikliği. Japonlardan öğreneceklerimiz çok.

Önceki ve Sonraki Yazılar
Esin Sungur Arşivi