
Esin Sungur
Su fakiriyiz
Mart ayında geçen 35 yılın en düşük yağışını aldık. Ülkemizin su fakiri olduğunu hatırlamamız, tarımsal ürün planlamasını daha uzun erimli ve büyük resme bakarak yapmamız gerekiyor.
Çevre, Şehircilik ve İklim Değişikliği Bakanlığı Meteoroloji Genel Müdürlüğü 2025 Yılı Mart Ayı Alansal Yağış Raporu geçtiğimiz günlerde yayınlandı. Buna göre, Mart ayı son 35 yılın en düşük yağışını almış. Yağışlarda normaline göre yüzde 53, 2024 Mart ayına göre ise yüzde 59 azalma yaşandığı da raporda belirtiliyor.
Nisan ayında biraz yağış aldık diye, İstanbul’da barajlar fena durumda değil diye sevindik ama, Türkiye çapında durum pek de iç açıcı değil. Suyumuzun büyük kısmını tarımda kullanıyoruz. Tarım demek, gıda demek. Zaten Nisan ayındaki don sonrası sebze meyve fiyatlarının bu yaz yüksek olması bekleniyor. Şimdi susuzluk da devreye girince bakalım nereye varacağız?
Ülkemizin su sıkıntısı bu yıla da has değil. Meteorolojinin su haritalarına bakınca Karadeniz bölgesi dışında hemen hemen hiçbir bölgede normal bir nemlilik dahi olmadığı görülüyor. Su fakiri bir ülke olduğumuz kesin bilgi. Böyle bir coğrafyada su yönetiminin ve tarımsal üretimin çok titiz bir planlama ile yürütülmesi, tarım alanlarında, meyvecilikte hangi ürünün ne kadar suya ihtiyacı olduğunu iyi hesap ederek, doğru ekosistemleri oluşturarak çalışmalar yapmak gerekiyor. Son olarak geçen hafta Beyşehir Gölü’nde suyun kritik seviyenin altına düşmesi nedeniyle tarımsal sulama için bu yıl su verilmeyeceği açıklandı. Beyşehir Gölü, Konya ovasının önemli su kaynaklarından. Tek örnek de burası değil; Türkiye’nin farklı yerlerinde tarımsal sulamanın kısıtlanması söz konusu. Zaten suyu ne kadar verimli kullandığımız bir soru işareti, kuraklığın artmasıyla birlikte, bu konudaki sorunlarımız büyüyecek gibi görünüyor.
EVİMİZ DÜNYAYA SAHİP ÇIKAN PAPA
Geçtiğimiz hafta dünya için önemli, bizim açımızdan pek ilginç olmayan bir vefat olayı yaşandı; uzun süredir rahatsızlıkları nedeniyle tedavi gören Papa, paskalya günü yaşamını yitirdi. Biz televizyonlarda geçen altyazıda gördük, geçtik. Ancak aslında Katolik dünyasında çok uzun süredir Avrupa kıtası dışından seçilmiş ilk papa olan Arjantinli Jorge Mario Bergoglio, çevre ile ilgili çalışmalarıyla tanınan bir din adamıydı. O yönüyle dindar veya Katolik olsun olmasın, vefatı birçok insanı üzdü.
2013 yılında papa seçildiğinde, kendisine papalık adı olarak ekolojinin koruyucu azizi olan Aziz Francis’in adını seçmesiyle başlayan süreçte, 2015 yılında iklim bilimi, servet eşitsizliği, tüketim ve teknolojiye dair bir mektup yayınladı; “Evimiz olan Dünya, giderek devasa bir çöp yığınına benzemeye başlıyor,” diye yazmıştı o mektupta. Fosil yakıtlardan temiz enerjiye geçişin insanlığa karşı bir “görev” olduğunu belirttiği, iklim krizinin inkar edilmesini kınadığı sözleri akıllarda. Son olarak geçen ay zatürre teşhisiyle hastanede yatarken, bu sonbaharda Brezilya’da yapılacak İklim Konferansı COP 30 için yapılan çalışmalara destek veren mesajlar verdi.
Şimdi bakalım yerine kim seçilecek… Bence insan din adamı olacaksa böyle olsun; gerçek insanların gerçek sorunlarına ilişkin söz söylesin. Dünyada bir milyar kadar insanın dinleyeceği biri olarak, yeni papanın da evimiz olan dünyaya Papa Francis kadar sahip çıkması önemli.
Haftanın önerisi
Güzelim Ortaköy epeydir pek nadir gittiğimiz, kahvecilerin, kumpircilerin, incik boncukçuların istila ettiği, adeta üçüncü sınıf bir turistik semte dönüştü, ne yazık ki. Oysa eskiden küçük lokantaları, barları, tasarım dükkanları, kafeleriyle kentin gençlerinin uğrak yeri olan dinamizmi yüksek, bohem bir yaşam tarzının nefes alabildiği, Ortaköy Camii’nin zarafetini izleyerek çınarların altında oturabildiğiniz, Boğaz’ın en tatlı köylerinden biriydi.
Benim Ortaköy’le ilgili hislerim böyle; tahmin edeceğiniz gibi o yüzden de pek sık yolumu düşürmüyorum son zamanlarda. Uzun bir aradan sonra, geçen hafta Zeffirino 1939’da yemek yemek için gittim. Üsküdar’dan bir motorla kuş gibi geçebildiğim Ortaköy’ü aslında özlediğimi de fark ettim.
Vapur iskelesinde inince hemen solda, Banyan’ın yanında yeni açılan bir İtalyan lokantası Zeffirino. Kuruluş yılını adında da taşıyor; 1939’da Cenova’da açılmış ve o gün bugün neredeyse 90 yıldır İtalya’da devam eden bir marka. Kısa süre önce dünyaya açılmaya başlıyor ve Monte Carlo ile Paris’ten sonra İtalya dışındaki üçüncü şube de İstanbul.
Boğaz’ın harika manzarasına karşı her şey çok güzeldi ama ben burada özellikle kokteyl ve şarap listesinin altını çizmek isterim. Cin sevenlerin özellikle çok memnun kalacağı harika kokteylleri var. Adını eski müdavimlerinden Frank Sinatra’dan alan Sinatra’s Garden; cin, mürver çiçeği likörü, sakız, yeşil limon, süt ve fesleğen içeriğinin çok dengeli bir araya getirilişiyle müthiş dikkatimi çekti. Yaz içkisi olarak herkese tavsiye edebilirim.
Yemeğin yanına – ki özellikle tarifini sır gibi sakladıkları imza pesto sosları ile hazırlanan el yapımı makarnaları gayet iyi - şarap önerisi yapan someliye Halime Kalmuk iyi eşleşen öneriler yaptı. Zaten bir restoranda someliye olması – şarap listesine hakim ve misafirlere seçtikleri yemeklere göre doğru eşleşmeler için şarap önerisi yapan kişi demek – memnun edici bir şey, bir de Zeffirino’daki gibi büyük bir keyifle, işini severek yapan ve doğru önerilerde bulunan bir genç hanımı someliye olarak görünce koltuklarımız kabarıyor, ne yalan söylemeli!
Bize Veneto bölgesinden Soave üzümü (Garganera diye de bilebilirsiniz) monosepajı Soave Bertani 2021 önerdi. Şeftali, nane tonları içeren bu son derece ferahlatıcı hafif ama karakterli şarap başlangıçlara çok iyi eşlik etti. Ardından balıkla devam edenler şarabını değiştirmedi, biz bu defa da kuzeydoğu İtalya’dan Friuli bölgesinin bir şarabı olan Livio Felluga’nın Sharis’ini denedik. Bu daha dolgun, içinde Chardonnay ve Sauvignon Blanc’ın yanı sıra yerel Ribolla Gialla üzümünün de olduğu bir kupaj. Ana yemekleri gayet iyi taşıdı.
Yemeklerin tümünü anlatmayalım ama İtalyan mutfağının klasiklerini bulabileceğiniz bir liste. İçinden tane fıstıklar çıkan Antep fıstıklı dondurma ise yemeğin sonunda gerçek bir başyapıt, profiterole narenciye notaları katmak da çok iyi bir fikir! Zeffirino 1939 haftanın önerisi olsun.
Genç çiftçiler aranıyor!
18 Mayıs 2025 Pazar 07:00Bumerang etkisi
11 Mayıs 2025 Pazar 07:00Yüce dağlar kenti; Van
04 Mayıs 2025 Pazar 07:00Dondur, her zaman olur
20 Nisan 2025 Pazar 07:00İklim krizinde atılan adımlara güveniyor muyuz?
13 Nisan 2025 Pazar 07:00Ağaçları koruma fonu geliyor
06 Nisan 2025 Pazar 07:00“Kendiliğinden bir iyilik doğardı”
30 Mart 2025 Pazar 07:00Buzullar eriyor
23 Mart 2025 Pazar 07:00Noma kahvesi geliyor
16 Mart 2025 Pazar 07:00Neolitik dünyanın merkezi, Urfa
09 Mart 2025 Pazar 07:00



