Sevgin Akış Roney

Sevgin Akış Roney

Yılkı atlarının adası: Assateague

“Bazı yazlar uzaktan geçer” demiş Murathan Mungan bir şiir kitabının kapağında. Bu yıl uzaktan geçiyor benim için yaz. İçimde kuyruklu bir dostu erken kaybetmenin acısı, dışarıda yarı-tropik bir iklimi andıran yağışlı, sıcak ve nemli bir hava. Kaçalım diyoruz biraz nefes alabileceğimiz bir kıyıya. Yola çıkıyoruz Baltimore’daki evimizden arabayla yaklaşık üç saat uzaklıktaki Assateague’e doğru. Daha önce 2019 yazında iki kez, 2021 yazında ise bir kez daha gittiğimiz, vahşi atların serbestçe dolaştığı bu ada sadece atların değil, bizim de cennetimiz çünkü.

ANAKARANIN BARİYER ADASI

Assateague Adası, ABD’nin doğu, yani Atlantik kıyısındaki Delmarva Yarımadası’nın önünde anakaraya paralel olarak 60 kilometre boyunca uzanan ince, yassı, kıyılarında rüzgârın ve gelgitin oluşturduğu kum tepeciklerinin olduğu bir ada. Bu tür adalar okyanuslardaki şiddetli fırtınaların önünde bir duvar gibi set oluşturup hızını keserek, anakaranın kıyılarını koruduğu için “bariyer adası” olarak adlandırılıyorlarmış. Genellikle irili ufaklı adalardan oluşan bir zincir şeklindeki bariyer adalarının ABD’deki sayısının 400’den fazla olduğu söyleniyor.

Atlantik Okyanusu’ndaki Assateague Adası’nın kuzeyden başlayarak üçte ikisi Maryland, üçte biri ise Virginia eyaletinin sınırları içinde. Adada üç ortak alan var:

“Assateague Ulusal Deniz Kıyısı” ve “Assateague Eyalet Parkı” Maryland’e ait.

Virginia’daki kısım ise “Chincoteague Ulusal Yaban Hayatı Sığınağı” diye adlandırılıyor.

gezi1.jpg

NEREDEN VE NASIL GELDİLER?

Gelelim adada yaşayan vahşi atlara, yani yılkı atlarına. Nereden ve nasıl gelmiş bu atlar bu adaya?

Söylenceye göre, 300 yıldan daha fazla bir zaman önce batan bir İspanyol kalyonundan sağ olarak kurtulup adaya çıkabilen atların soyundan geliyorlarmış. Ancak bu söylencenin gerçeği ne kadar yansıttığı elbette bilinmiyor.

Bir başka açıklama ise şöyle:

17. yüzyılda serbestçe dolaşıp otlanan atlar, inekler, koyunlar ve domuzlar etraftaki çiftliklerin ürünlerine zarar verdiğinden, her çiftçi hayvanlarını bir ağıl içinde tutmak ve onlar için bir vergi ödemek zorundaymış. O dönemde de insanlar vergi vermekten hoşlanmadığından, yöredeki çiftçiler hayvanların serbestçe karınlarını doyurabileceği, sulak bir alana sahip doğal bir barınak olan Assateague Adası’na salmış bu güzel atları. Günümüzde Maryland eyaletinin sınırları içinde yer alan vahşi atların toplam sayısının 80-100 arasında olduğu söyleniyor.

gezi6.jpg

DAVET BEKLEMEDEN GELİYORLAR

Assateague Adası’ndaki iki bölgede daha önce yaptığımız kamplarda atlar sabah erken veya akşam saatlerinde gelip davet beklemeksizin, kamp yapanların (biz dahil) dışarıda bıraktığı yemek artıklarının saklandığı kutuları devirerek içinde ne varsa hepsini silip süpürmüşlerdi. Bu kez de durum değişmedi! Sabahın erken bir vaktinde kahvaltı yapmak için gelip bizi de ziyaret ettiler, ama bu kez bayağı tedbirliydik! Yiyecek bir şey bulamayınca kamp komşumuza gittiler.

Okyanus kıyıları benim gibi bir Akdenizli için hiç cazip değil. Birbiri ardından gelen kocaman dalgalar insanı durmadan tokatlıyor. Zaten bu sularda kimsenin yüzdüğü de yok. Sörf yapanlar en çok memnun olanlar bence. Çoluk çocuk kıyıda oynaşan aileler de memnun. Kimileri de balık tutma derdinde.

Ben kendi adıma, kıyı boyunca yürüyüp deniz kabukları toplayarak ve serinlemek için sahile inen atların fotoğraflarını çekerek hatıra biriktiriyorum. Demiş ya Murathan Mungan, “hatıra biriktirmek / bazen boşaltır hayatı”. Bunun için gelmedim mi bu kıyıya zaten?

gezi8.jpg

Not: Assateague adasıyla ilgili ilk yazım “Assateague Adası: Vahşi Atların Cenneti” başlığıyla Gezgin Foto Dergisi’nin Ocak/Şubat 2020 tarihli, 35. sayısında yayınlandı. İsteyenler internetten ulaşabilir.

Önceki ve Sonraki Yazılar
Sevgin Akış Roney Arşivi