Hüseyin Tapınç

Hüseyin Tapınç

Zeytin Ağacı

Herkesin hayatında beğendiği ve hayranlık duyduğu bir ağaç mutlaka vardır. Yoksa da mutlaka olsun. Nasıl ki çok sevdiğin ve kendini yakın hissettiğin bir hayvan türü olmadan yaşamak eksiklik gibi geliyorsa, aynı şekilde hayranı olduğun bir ağaç türü olmadan yaşamamalısın.

Ağacı ve hayvanı sevmeyen insan eksik insandır.

Benim için yıllardır en sevdiğim ağaç hep zeytin ağacı oldu. Buna sonradan nar ağacı eklendi. En sonunda da sakız ağacı... Her birinin ayrı bir hikâyesi var.

Zeytin ağacı hayranlığım çocukluğa kadar uzanıyor. Nar ağacı, “bir daha asla” diye diye gönlümde taht kurdu. Sakız ağacı ise mucizevi gövdesi ve sakızıyla belleğimde bir kez iz bıraktı; o iz de bir daha hiç silinmedi.

Her ağaç, meyvesinden ve kullanım alanlarından bağımsız olarak, bünyesinde birbirinden değişik anlam dünyalarını taşır. Zeytin, anlam dünyası en zengin ağaç türü. Bana göre.

Zeytinin ilk kez yetiştirilmesi ve kullanımıyla ilgili kesinleşmiş bir tarih bilgisi yoktur. Zeytin ağacını Antik Mezopotamya'ya, özellikle Suriye’de yaşayan Samiler’e bağlayanlar olduğu gibi, yabani zeytin ağacının anavatanının Anadolu olduğu yönünde de görüşler vardır. Kesin olan bir şey var ki, zeytin, bu coğrafyadan Akdeniz havzasına ve daha sonra da oradan Afrika ve Amerika kıtalarına yayılmıştır.

İşte tam da bu yayılım coğrafyası nedeniyle, zeytin ağacı, Yunan, Roma ve Mezopotamya mitolojilerinde önemli bir yere sahiptir.

Yunan mitolojisinde zeytin ağacının Tanrıça Athena ve Roma mitolojisinde de Minerva tarafından yaratıldığına ve insanlığa hediye edildiğine inanılır.

Yunan mitolojisine göre, Deniz Tanrısı Poseidon ve Bilgelik Tanrıçası Athena arasında şehri kimin koruyacağına dair bir anlaşmazlık çıkar. Zeus, bu anlaşmazlığın çözümü için her ikisini bir yarışmaya davet eder. İnsanların kendilerine sunılan hediyeden hangisini seçeceğine göre kazanan belirlenecektir. Kazanan Tanrı ya da Tanrıça koruyucu olarak şehre adını verecektir. Bugün kazananın kim olduğunu biliyoruz; nasıl kazandığına gelince...

Athena bu yarışmayı kazanmak için mızrağını toprağa sapladığında ondan bir zeytin ağacı çıkartır ve insanlara yüzyıllarca yaşayacak bu ağacın meyvesini armağan eder. Yeşil ve siyah renkte olan bu meyve, hem yenebilecek hem de yağından ateş olarak yararlanılabilecek olan zeytindir.

Bu mitolojinin de anlattığı gibi, zeytin ağacı öncelikle yaşamı sürdürmenin ve doğal zenginliğin bir sembolü olarak görülür. Zeytin, bolluk ve berekettir. Akdeniz, Ege ve Mezopotamya uygarlıklarının temel geçim kaynağıdır.

Zeytin ağacı, Athena tarafından yaratıldığı için kutsaldır ve bu Tanrıça’nın bir uzantısı olarak kabul edildiği için de bilgeliğin temsilcisidir.

Antik Olimpiyatlar’da kazananlara zeytin dalından yapılan taç verilir, çünkü zeytin dalı erdem, onur ve adalet kavramlarının taşıyıcısıdır.

Zeytin dalı aynı zamanda Nuh Tufanı efsanesinden bu yana tüm dünya için beyaz güvercin ile birlikte barışın sembolüdür. Bu dal, tufan sonrasında Tanrı’nın öfkesinin sona erdiğini, barışın ve yeni bir dönemin mümkün olduğunu insanlara anlatır.

Yüzyıllarca yaşayabilen zeytin ağacı çok uzun ömürlüdür ve bu nedenle ölümsüzlük, sabır ve direnç kavramlarıyla özdeşleştirilir.

Zeytin ağacı ve zeytinyağı üç büyük dinde de kutsal kabul edilir. Bu ağaca zarar verilmez.

İnanışa göre, zeytin, cennetten kovulan Hazreti Adem’in oğlu tarafından gömüldüğü topraklarda yeşeren üç ağaçtan biridir.

Zeytin ağacı bize aynı zamanda bir yere kök salmayı, aidiyeti ve ata topraklarını hatırlatır. Bu nedenle bu topraklarda güçlü bir kimlik aracıdır.

Zeytin, toprakla uyumun, doğayla bütünlüğün sembolüdür.

Zeytin ağacı “Ben, sen gelmeden önce de buradaydım, sen gittikten sonra da burada olacağım” diyendir.

Siz de bugünlerde gür bir sesle #zeytinağacımadokunma diyenlerden olun.

Önceki ve Sonraki Yazılar
Hüseyin Tapınç Arşivi

Servet

12 Haziran 2025 Perşembe 07:00

Yaren

19 Mart 2025 Çarşamba 12:41